Gebelik haftasına göre değişen tarama testlerinin amacı fetal sağlığı değerlendirmektir.Henüz bebek anne karnındayken yapılan bu testler ile pek çok genetik,kromozomal veya yapısal anomali saptanabilir.Bu anomalilerin bir kısmı doğum sonrası ve hatta bazen gebelik devam ederken tedavi edilebilirken bir kısmı için yapılabilecek bir şey yoktur.
Tarama testleri 11-13 hafta arası ikili tarama testi ile başlar.Kromozom yapı bozukluklarına teşhis koyabilmek amacını taşıyan bu test anne kanından bakılır ve %80 doğrulukla riskli grubu belirler.Bunu takip eden dönemde üçlü test,dörtlü test yine kromozom yapı bozukluklarının tanısı için kullanılan testlerdir.
20-22. gebelik haftaları arasına gelindiğinde yapılacak olan ayrıntılı anomali taramasına yönelik 2. Düzey usg ile bebekteki yapısal bozukluklar taranır.Burada amaç bebeğin organlarının yapısal ,fonksiyonel anomaliliği olup olmadığının değerlendirilmesidir.
TARAMA TESTİM YÜKSEK RİSKLİ ÇIKTI NE YAPMALIYIM?
Tarama testleri,kesin tanı testi değildir.Eğer tarama testiniz yüksek riskli grupta ise kesin tanı için ileri testleri kullanmak gerekir.Bu da amniosentezdir.
Ancak bazı aileler kesin tanı testlerini kabul etmezler ve her halükarda bebeği dünyaya getiremeye karar verebilirler.Bu tamamen kişisel bir tercih olup ileri tanı testleri zorunlu testler değildir.
AMNİOSENTEZ NEDİR?
Amniosentez anne karnından bebeğin kesesine uzanan bir iğne girişi ile bebeğin içinde bulunduğu sudan örnek alınması işlemidir.Korkutucu görünsede bu işlemi yaptıran anneler çok hafif bir ağrı,acı olduğunu ifade etmektedirler.Kese içerisinden alınan bu sıvı genetik incelemeye gönderilerek bebeğin kromozom yapısı hakkında net fikir sahibi olunur.
İşleme bağlı 200de 1 ihtimalle gebelik kaybı ve daha düşük oranlarda rahim içi enfeksiyon görülebilir.İşlem sonrası hekiminizin önerdiği ilaçları kullanmalı ve mutlaka istirahat etmelisiniz. Su gelişi,kanama,karında kramp tarzı ağrılı kasılmalar,ateş yüksekliği gibi durumlarda acile başvurmak gerekmektedir.
TARAMA TESTİM YÜKSEK RİSKLİ ANCAK AMNİOSENTEZ YAPTIRMAK İSTEMİYORUM. NE YAPMALIYIM?
Bu durumda anne adayımıza önerebileceğimiz en uygun yaklaşım ,anne kanından bakılan fetal DNA örneklemesi olacaktır.Anne kanından bakıldığı için herhangi bir riski olmamakla birlikte amniosentez gibi %100 net sonuç vermemektedir.Ancak %90-98 civarı güvenilirlikleri olduğu söylenebilir.Yakın zamanda ikili,üçlü,dörtlü test gibi tarama testlerinin yerini alması beklenmektedir.
AMNİOSENTEZ SONUCUMDA BEBEKTE KROMOZOM YAPI BOZUKLUĞU VARSA NE YAPMALI?
Bu durumda iki seçeneğiniz var,bebeği dünyaya getirmeyi seçebilir veya yasal sınırlar çerçevesinde sonlandırma seçeneğine gidebilirsiniz.Bu konuda seçim size kalıyor,her iki durumda da doktorunuz size yardımcı olacaktır.Eğer sonlandırmayı seçerseniz ,bu ancak üç kadın doğum uzmanın imzasını taşıyan bir konsey kararı ile mümkün olabilmektedir.
TARAMA TESTİM DÜŞÜK RİSKLİ ÇIKTI,BU NE DEMEK ?
Tarama testinin düşük riskli çıkması bazen hastanın düşük riski taşıdığı,düşük yapacağı gibi bir algıya neden olmaktadır.Oysa burada kastedilen şey kromozom yapı bozukluğu olan bebek doğurma ihtimalinin düşük olduğudur.
TARAMA TESTİ RİSKİ DÜŞÜKSE BAŞKA BİR TEST YAPMALI MI?
Tarama testleri %100 doğrulukla sonuç vermez,amaçları risk taşıyan gebeleri belirlemektir.Ancak %80 doğrulukla çaılştığı düşünülürse %20 ihtimalle anomalisi olan bebeği atlayacaktır.O yüzden imkanı olan gebelerin fetal DNA örneklemesini yaptırmalarını tavsiye ederim.